DUR
YAPMA!
-Dur yapma!
-Ya da yap yap.
-Ya da ben yapayım.
-Olmadı yapma. Ben de yapmayayım.
-Az ittir…
Çekil… Dur… Dur… Bırak…
-Yapma dedim.
-O ses de
ne?
-Koş… Koş… Koş…
Uzun bir yolun sonundan ilk
sağdaki çıkmaz sokağa döndük. Çaresizdik, gözlerim kapanacak kadar ağırlaşmış,
karnım açlıktan çırpınırken, gün boyu tek damla su içmemiş gibi susamıştım. Sabaha kadar uyumamış olsam da, kendimi tüm bunları yapmak zorunda hissediyordum.
Yanım da olman bana güç veriyordu sanırım.
-Çık hadi… Çıksana…
-Bas sırtıma bas…
-Yahu çık…
-Tamam, şimdi çek beni…
-Koş… Koş…
-Piyyyuuuuuuuuu…. Ahahahahahhaha hah aha…
-Ne güzel! Rüzgar saçlarımı okşuyor. Of bu sıcak
yaz gecesi, ne güzel.
Hav… Hav… Hav…
-O da ne?
-Koş… Koş… Koş…
-Ne kötü!
-Çok kötü…
-Konuşsana sen de, konuş…
-Tamam, konuşma peki…
Hav… Hav… Hav…
-Koş ama koş… Koş…
-Görüyor musun peki onu söyle.
-Hım görüyorsun demek.
Ben de görüyordum, nasıl da
parlaktı Ay. Karanlık geceyi aydınlatıyor, doğacak güne kılavuzluk ediyordu
sanki. Ama sen, tek kelime bile etmeden sadece ama sadece bana bakıyordun.
-Konuş… Hadi… Konuş…
Hav… Hav… hav…
-Koş…. Koş… Koş…
Ya
da bırak ben koşayım sadece, sen kal. Ama kalamazsın değil mi? Bensiz
kalamazsın. Ben de sensiz kalamam değil mi? Gözlerin içime işliyor sanki
içimden geliyor gibiler. Kokun yok, sesin yok, sıcaklığın yok…
Hav… Hav… hav…
-Koş… Koş…
-Piyyyuuuuuuuuu…. Ahahahahahhaha hah aha…
Ya
da bırak ben koşayım sadece, sen kal. Ya konuş benle, ya da bırak gideyim. Ya
dokun bana ben de dokunayım sana. Tamam tamam… Soyacaktım evi… Ne fark eder ha
bir eksik ha bir…
- Geliyorlar! Koş… Koş… Koş…
Ya da bırak ben koşayım sadece,
sen kal. İçimde kal.
BAK
BANA…
Ayhan Özer
2015
İnsan zihninin içindeki çelişkileri ve çatışmaları çok güzel anlatmışsınız. Adeta bir iç hesaplama gibi. Kişinin kendini kendisiyle imtihan etmesi, kendinden kaçış, vicdan muhasebeleri...
YanıtlaSilOlduğumuz "ben" ile olmaya çalıştığımız ben"in savaşı...
Resminizle öykü arasında büyük bir uyum var. Sanki resmi bu öyküye özel olarak yapmışsınız gibi...
YanıtlaSil